27 Aralık 2015 Pazar

GÖRMEK


Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, herşeyin gördüğün gibi olduğu yerden geliyorum...
Mananın kayıp olduğu, kayıpların kalpte olduğu yerden geliyorum...

Uzun bir soluk alışın verişinde,
Bulmak için yitirmenin, görmek için düşmenin, kalkmak için sevmenin yerinden geliyorum.

Hepi topu küçük bir çantaya sığacak şeylerin, yüzyıllardır yaşandığı yerden geliyorum.

Dilimden "iyi ki" şükrü düşüyor.
"Yoksa" ardından...
"Nasıl idrak ederdim", kalbimde şiire durmuş, kelimelere dua oluyor.

İşte böyle geçti zamanlar. Düşe-kalka, kanaya-temizlene...
Şükür, kelime  anlamını bıraktı ve can oldu. Göz oldu.

Yolculuktu esas olan. Yol'dan öğrendiklerin, Yol'a kattıkların, sonra da herşeyi soyunup,
Yol oluşun...

Zorlu arkadaşların vardı, Yol boyunca eşlikçilerin.
En kötüyü terketmek kolaydı da, kötü hangisiydi?

Rengini seninle bulan madde diyarında, gören gözün varlığı gerekti. Gören gözü bil'mek, yüceltmek gerekirdi.

Hiç'ten gelip Hiç'e giderken, mola yerinin büyüsüne kapılmak bize verilen ödevdi.


Farketmek

Görmek

Sevmek

Olmak

Gitmek...

Kendinden gayrısını göremeyen insanın huzuru-aşkı görmesi inancıyla...

Sibel Cebeci-Aralık 2015





Hadi Kalk

Karanlıktan korkan küçük bir çocuk gibi saklanamazsın. Karanlığın, sana öğretilmiş korkusuyla kaskatı kesilemezsin. Nereden biliyorsun karanlığın ardından ne çıkacağını? Denemeden, yürümeden nereden biliyorsun? Attığın her adımın ışık, her adımın zerafet olduğunu unutarak, neye dayanarak?
Bırak yatağın altından çıksın canavarlar! Belki de artık birinin o canavarlarla yüzleşmesi gerekiyordur! Belki de artık birinin, korkunun korkulacak birşey olmadığını deneyimlemesi ve paylaşması gerekiyordur! 

Bir çocuğu korkutan yaşadıkları değil, yaşadıklarını paylaşamamasıdır... Paylaştıklarına inanılamaması, ciddiye alınamamasıdır. Sen inan o çocuğa. Sen sahiplen. Sen ciddiye al. Diğerleri kimin umrunda? Bunlar senin deneyimin. Senin yola çıkışların. Ama korkular senin değil, edindiklerin. 

Hadi, koy onları usulca yerlerine. Kalk yatağından ve bak altına. Çık ve karanlıkta yürü. Işığını yay. Aydınlığını sahiplen. 

Sanat, varolmaktır. Sanat, naifçe kendinin kabulüdür, saklanma. Bir şiir ol, bir aşk, bir ışık. Ve yürü. Salın... 

Bağlıyız birbirimize. Attığın adımla yürüyoruz. Hareketinle harekete geçiyoruz. Ne isen o'sun. Dene, gör, fark et. Canavarla yüzleş. Varsayımlarla olmuyor işte. O taşı kaldırmakla, diğerinin üstüne koymakla oluyor. Keki hayal etmekle değil, yapmaya çalışmakla oluyor. Hadi, kalk...

Sibel Cebeci-Eylül 2015