6 Temmuz 2016 Çarşamba

The Book Thief


2. Dünya Savaşı ile ilgili çok fazla film seyretmişimdir. Neredeyse hepsini de etkileyici bulmuşumdur. Savaşın deliliği ve insanlar üzerinde açtıkları yaralar ile her ne olursa olsun umutla hayata tutunan insanlar...

Bizler savaş dendiğinde nedense insanları görmüyoruz. Hani görüyoruz da, onların gerçekten bir hayatları, hikayeleri olduğunu farkedemiyoruz.  Bir sayı, bir istatistik olmaktan öteye gidemiyorlar. Ya da bağlı bulundukları din, milliyet, bayrak...

Oysa hep dediğimiz gibi özümüzde insanız ve umudumuz özümüzü hatırlamak...

"Kitap Hırsızı" bir kitapmış ve filme uyarlanmış. daha yeni öğrendim. Kitabı da listeme aldım okumak için. Zira film çok etkileyiciydi ve eminim kitap daha da güzeldir.

Hayata kelimelerle tutunan bir kızın hikayesiydi anlatılan ve manidar bir şekilde ölümün gözünden dile gelen... Çok net ve çok etkileyici cümlelere sahip. Deliliğin bunca insan tarafından kabul görmesine de şaşkınlıkla bakan bir film.

Beni en çok etkileyense, umuttan bir adım öteye geçip, adım atılması oldu. Her ne olursa olsun hareket etmek, bize kendimizi hatırlatıyor.

"Öğrendiğim bir şey varsa, o da hayatın hiç kimseye söz vermediğidir.
O yüzden, başlasam iyi olacak!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder